Dünya

ANALİZ – İsrail ve İran’ın çatışması "tiyatro" mu?

ABD ve İsrail ortaklığının İran ile Ortadoğu'daki çıkarları örtüşüyor mu? Füze saldırıları "danışıklı dövüş" mü? Karşıt argümanları derledik.

İran'ın İsrail'e yönelik füze saldırısının "danışıklı dövüş" olduğu yönündeki iddialar bazı çevrelerde tartışılmaya devam ediyor. Özellikle ABD ve İran'ın, Ortadoğu'daki çıkarlarının örtüştüğü düşüncesi, bu saldırıların perde arkasında bir anlaşma olabileceği teorilerine yol açıyor.

ABD’nin son yıllarda İran'la yaşadığı kriz ve gerilimlerde, İran'a karşı yaptırım politikaları dışında örneğin askeri bir müdahaleye yeltenmemiş olması, Washington'un Tahran ile doğrudan çatışmak istemediğinin göstergesi olarak görülüyordu. Ancak Washington yönetimi, geçtiğimiz günlerde İran’ın nükleer tesislerini bombalayarak yıllardır beklenen müdahaleyi gerçekleştirdi.

"Tiyatro" olduğunu söyleyen teorisyenlerin iddiaları

1) Teorisyenler, derhal barış talep eden ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, İran'ı İsrail ve Suudi Arabistan gibi bölgesel rakipleri dengelemek için kullanabileceğini öne sürüyor. Trump, hiçbir zaman İran’a saldırmak niyetinde değildi. Ancak ülkesindeki İsrail yanlısı güçlü dinamikler ve Tel Aviv yönetimin baskısı, bu saldırıyı kaçınılmaz kıldı.

2) Yine, İran- ABD tiyatrosu teorisyenlerine göre, bölgedeki güç dengeleri açısından İran ve ABD'nin, özellikle Irak ve Suriye'deki çıkarları örtüşüyor. Dolayısı ile bu iddialar, iki ülkenin belli konularda örtülü bir işbirliği yaparak Ortadoğu'da statükoyu korumaya çalıştığı yönündeki teorilere ve iddialara zemin sağlıyor.

3) ABD - İran ortak çıkar etrafında buluşamaz mı? Bazı analizler, İran ve ABD'nin bölgedeki çıkarlarının bazı noktalarda örtüşebileceğini öne sürüyor. Örneğin, her iki ülke de, Ortadoğu'da DEAŞ (IŞID) gibi aşırı radikal gruplara karşı savaşıyor. Ancak bu örtüşme, doğrudan bir işbirliğinden ziyade, tarafların farklı hedeflerle aynı düşmana karşı mücadele etmesi anlamına geliyor.

4) İran'ın İsrail'e yönelik saldırılarında atılan füzelerin çoğunun etkisiz hale getirilmesi, İsrail'e önemli bir zarar vermemesi, saldırının yalnızca "sembolik" olabileceği iddiasını güçlendiriyor. Bazı yorumcular, bu saldırıların sadece İran'ın iç kamuoyuna yönelik bir güç gösterisi olduğunu, gerçekte ise bölgede statükoyu korumak için daha büyük bir çatışmanın engellenmeye çalışıldığını iddia ediyor.

“Büyük bir tiyatro, eylemler sembolik”

Eski ABD deniz piyadesi istihbarat subayı ve Birleşmiş Milletler silah denetçisi Scott Ritter, ABD’nin İran’daki nükleer tesislere yönelik hava saldırılarını “büyük bir tiyatro” olarak nitelendirerek sert şekilde eleştiriyor.

Ritter, bu saldırıların somut bir askerî hedefe ulaşmaktan ziyade siyasi itibarı kurtarma amacı taşıyan sembolik bir eylem olduğunu söylüyor. El-Meyadin’e verdiği röportajda konuşan Ritter, ABD’nin İran’daki nükleer tesislere yönelik hava saldırılarıyla ilgili olarak, “Bu bir tiyatro gösterisidir, başka bir şey değil. Amerikan cephaneliğindeki en gelişmiş silah sistemleriyle üç boş alan vuruldu, böylece ABD başkanı halkın karşısına çıkıp Amerika’nın ne kadar güçlü olduğunu anlatabilsin” dedi.

“Vurulan tesisler hassas nükleer ekipman içermiyor”

Trump, Truth Social üzerinden yaptığı açıklamada Fordo, Natanz ve İsfahan’daki üç İran nükleer tesisine yapılan saldırıları “çok başarılı” olarak tanımlamıştı. Ritter ise saldırıya uğrayan tesislerin daha önce birçok kez İsrail tarafından vurulduğunu ve hassas nükleer ekipman içermediğini belirtti; bu durumun Trump’ın “başarı” iddiasını sorgulanır kıldığını kaydetti.

“Saldırı başarısız oldu”

“Eğer amaç İran’ın uranyum zenginleştirme kapasitesini ya da nükleer programını ortadan kaldırmak veya yavaşlatmak idiyse, bu başarısız oldu” diyen Ritter, özellikle yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum stokunun önceden mühürlenip başka bir yere taşındığını ifade etti.

Ritter, “Önemli hiçbir şey başarılmış değil, yalnızca büyük bir tiyatro sergilenmiş oldu” diyerek, bu operasyonun, İsrail’in sürpriz saldırısıyla tırmanan krizin içinden ABD başkanının kendini sıyırabilmesi için planlanmış bir adım olduğunu öne sürdü.

İran: “Nükleer malzemeler güvenli yere taşınmıştı”

Bu görüşü destekleyen İran İstişare Meclisi Üyesi ve eski Devrim Muhafızları Komutanı Muhsin Rızai, İran’ın saldırılardan önce tüm zenginleştirilmiş nükleer malzemeleri güvenli bir konuma taşıdığını doğruladı. Bu adımın, olası bir gerilime karşı zararı en aza indirmeyi amaçlayan bir stratejinin parçası olduğu bildirildi.

“Tiyatro” iddiasına karşı argümanlar

1) İran, İsrail'i "bölgesel bir tehdit" olarak görmeye devam ediyor ve İsrail'e karşı yıllardır süren düşmanlığı, bu iki ülke arasında işbirliği olasılığını zayıflatıyor. İran'ın Hamas ve Hizbullah gibi gruplara verdiği destek, İsrail'e karşı sert söylemleri, danışıklı dövüş iddiasını çürütüyor. Dahası, ABD'nin en önemli müttefiklerinden biri İsrail. İsrail, İran'ı varoluşsal bir tehdit olarak görüyor.

2) ABD'nin İsrail ile olan stratejik ilişkileri, İran ile işbirliği yapmasını oldukça zorlaştırıyor. Bu dinamikler, ABD'nin İran'a karşı İsrail ile birlikte hareket etmesini daha olası kılıyor. ABD'nin İran'a yönelik ciddi yaptırımları ve Trump yönetimiyle başlayan maksimum baskı politikası, bu iki ülkenin işbirliği yapma ihtimalini oldukça zayıflatıyor.

3) Aslında İran ve ABD'nin bölgedeki çıkarları, tiyatro diyen teorisyenlerin iddiasının tam aksine genellikle çatışıyor. İran, Ortadoğu'da kendisini ABD'nin emperyalist politikalarına karşı koyan bir güç olarak konumlandırıyor. ABD ise İran'ın nükleer programını, bölgedeki vekil gruplarını (Hizbullah, Hamas) ve bölgesel nüfuzunu tehdit olarak görüyor.

4) ABD'nin "maksimum baskı" politikası ve İran'a karşı geniş kapsamlı yaptırımları, iki ülke arasındaki herhangi bir işbirliği olasılığını zayıflatıyor. İran'ın Ortadoğu'daki müttefikleri (Hizbullah, Hamas) üzerinden yürüttüğü vekâlet savaşları ve ABD'nin bu grupları terörist olarak tanıması, ABD ile İran arasında olası bir işbirliğinin önündeki en büyük engellerden biri.

5) ABD'nin bölgedeki çıkarları, İran'ın hedeflediği güç yapılarıyla çelişiyor, bu da işbirliği iddialarını zayıflatıyor. Dahası, iki ülke de, açık bir şekilde bölgedeki nüfuz mücadelesinde genellikle karşıt pozisyonlarda duruyor ve birbirlerine güvenmiyorlar.

Füzelerin danışıklı bir dövüş olduğu iddiaları şimdilik daha çok spekülasyonlara dayanıyor. Teorik olarak İran ve ABD'nin örtük bir çıkar dengesi oluşturmuş olabileceği öne sürülse de, İran'ın İsrail'e karşı tarihsel ve ideolojik düşmanlığı soru işaretlerini beraberinde getiriyor.

El Muhabir