Teknoloji

Ay'a 53 yıldır neden gidilmedi?

NASA'nın yeni Ay'a insanlı yolculuk projesi 'Artemis' programı sürekli erteleniyor ve maliyeti 93 milyar doları aşmış durumda.

ABD, teknolojideki devasa ilerlemelere rağmen 1972’deki Apollo 17 görevinden bu yana Ay’a insanlı bir yolculuk gerçekleştiremedi. Peki, bu uzun aranın sebebi ne? Bilimsel ve stratejik açıdan Ay’a geri dönmenin önemi sıkça vurgulansa da, bu hedefe ulaşmak yalnızca teknik kapasiteyle sınırlı değil.

ABD merkezli yayın organı Bloomberg'ün haberinde konunun detayları ve Ay’a dönüşün önündeki engeller şu şekilde anlatıldı:

İnsanoğlu neden Ay’a geri dönemedi?

Apollo programının sonlandığı 1972’den beri Ay’a insanlı iniş yapılmadı. Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’nın yeni Artemis programı, Ay’a dönüşü hedeflese de proje sürekli erteleniyor ve şimdiden 93 milyar dolar gibi devasa bir maliyet oluşturdu. Karşılaştırma yapmak gerekirse, Apollo programı 1960’larda yaklaşık 26 milyar dolar harcamıştı. Bu, günümüz enflasyonuyla yaklaşık 260 milyar dolara denk geliyor. Ancak o dönemde yolculukları gerçekleştiren sadece para veya teknoloji değildi. Soğuk Savaş’ın getirdiği rekabet, ulusal dayanışma ve güçlü siyasi kararlılık, Apollo görevlerinde kilit rol oynadı.

Artemis programının zorlukları

NASA’nın Artemis programı, Ay’a dönüş için umut vaat etse de karşılaştığı engeller büyük. Programın sürekli ertelenmesi, maliyetlerin artması ve teknik sorunlar, ilerlemeyi yavaşlatıyor. Ayrıca, geçmişte NASA’nın sahip olduğu uzman kadro, bugün özel sektördeki yüksek maaşlı iş imkanları nedeniyle dağılmış durumda. SpaceX ve Blue Origin gibi şirketler, yetkin mühendisleri çekerek NASA’nın elini zayıflatıyor. Kamu sektörünün cazibesinin azalması da bu süreçte önemli bir faktör.

Ay’ın uzak (karanlık) yüzünün önemi

Ay’ın bilimsel ve stratejik değeri, geri dönüşü daha da kritik hale getiriyor. Özellikle Ay’ın uzak yüzündeki Güney Kutbu-Aitken Havzası’nda bulunan su buzu, büyük bir potansiyel taşıyor. Çin’in 2024’teki görevi ve Artemis’in hedefleri, bu bölgeyi odak noktası haline getirdi. Su, hem Ay’da kalıcı üsler kurulması hem de Mars görevleri için yakıt üretimi açısından stratejik bir kaynak. Ayrıca, Ay’ın uzak yüzü, Dünya’nın radyo sinyallerinden uzak olması nedeniyle radyo astronomi için eşsiz bir alan sunuyor. Bu bölge, evrenin erken dönemine dair sinyalleri veya olası uzaylı medeniyetlerin izlerini araştırmak için ideal.

Geçmişteki görevlerin sırrı

1960’larda NASA, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan NACA’nın mirasından güç alan geniş bir uzman kadrosuna sahipti. Katherine Johnson, Dorothy Vaughan ve Mary Jackson gibi uzman isimler, uzay matematiği ve aerodinamik hesaplamalarda çığır açtı. Bu dönemde siyahi kadın matematikçiler gibi birçok yetkin kişi, NASA’nın başarılarında önemli rol oynadı. Ancak bugün, özel sektörün cazibesi ve ideolojik motivasyon eksikliği, benzer bir çalışmayı zorlaştırıyor.

Siyasi irade eksikliği

Ay’a dönüşün, yalnızca teknolojiyle değil, güçlü bir siyasi vizyonla da mümkün olabileceği belirtiliyor. George H.W. Bush’tan Donald Trump’a kadar birçok ABD başkanı Ay’a geri dönme sözü verdi, ancak hiçbirisi Kongre’den istikrarlı bir mali destek sağlayamadı. Smithsonian Uzay Müzesi’nden tarihçi Teasel Muir-Harmony’ye göre, 1960’larda uzaya yolculuk, sadece bilimsel değil, aynı zamanda stratejik bir hedef olarak görülüyordu. Günümüzde ise bu tür bir kolektif motivasyon eksikliği, projelerin ilerlemesini engelliyor.

"Ay'a hiç gidilmedi" iddiası

Apollo projesi ile insanoğlunun Ay'a gitmediği, aslında tüm projenin bir aldatmacadan ibaret olduğu iddiaları da var. Kamuoyunda önemli sayıda taraftar toplamış durumda. Bu iddialar, tarihçiler ve uzay araştırmaları camiasınca genel olarak kabul görmese de iki temele dayanıyor:

1) Tam sahtekarlık: Apollo uçuşlarının tamamen sahte olduğunu savunanların görüşü. Çeşitli kaynaklarda teknolojinin 1970'lerde henüz yeterince gelişmediği, Van Allen radyasyon kuşaklarının bu yolculuğa izin vermeyeceği gibi iddialarla birlikte yer alıyor.

2) Kısmî sahtekarlık / insansız iniş: Bu görüşe göre insanlı bir uzay aracı Ay'ın yörüngesine oturtuldu ancak astronotlar Ay yüzeyine inmediler. Bu iddianın dayanağı da Ay'a iniş ve kalkışı gerçekleştirecek teknolojinin çok karmaşık olması. Ay yüzeyine insansız araçlar da inmiş olabilir. Sahtekarlık olduğunu savunanlar, Ay yüzeyindeki lazer yansıtıcıları ve gözlemlenebilir cisimleri bu şekilde açıklıyor. Yine bir başka çeşitlemeye göre, Apollo tasarısı yeterince hızlı ilerlemeyince ABD, Sovyet Rusya'ya karşı uzay yarışını kaybetmekten korktu ve ilk Apollo uçuşlarını sahte olarak düzenledi.

Sonuç

Ay’a tekrar insan gönderebilmek için teknolojik yeniliklerin yanı sıra güçlü bir siyasi kararlılık, yetkin insan kaynağı ve ulusal birlik ruhu gerekiyor. Ay’a gidilebilmesi için bu unsurların bir araya gelmesi şart. Gelecek yıllarda Artemis ve diğer girişimler, bu hayali gerçeğe dönüştürmek için yeni bir momentum oluşturabilir.

El Muhabir