Yaşam

Gençlerin Kızılay tabelasıyla ne derdi var?

Tabela önünde kuyrukların oluşmasına yol açan bu akımın arkasında yatan nedenleri Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Türkçapar değerlendirdi.

Ankara'daki Kennedy Caddesi’nde Kızılay tabelasına asılarak fotoğraf çektirmek bir akım haline geldi. Tabela önünde kuyrukların oluşmasına yol açan bu akımın arkasında yatan nedenleri Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Türkçapar değerlendirdi.

Prof. Dr. Hakan Türkçapar, NTV internet sitesin için kaleme aldığı yazıda, birçok insanın anlamakta zorlandığı bu akımı anlamlandırmaya çalışıyor.

Model alma davranışı

Bu olayı Albert Bandura'nın Sosyal Öğrenme Kuramı’ndaki dört aşamalı öğrenme sürecine benzeten Türkçapar, bu aşamaları, “Dikkat (viral olan fotoğrafları görme, fark etme), hatırda tutma (tabelaya asılma pozunun akılda kalması), yeniden üretme (tabelaya gidip aynı pozu verme) ve motivasyon (beğeni ve sosyal onay beklentisi).” olarak tanımlıyor. Türkçapar’a göre; özellikle motivasyon aşamasında, sosyal medyanın anında geri bildirimle ödüllendirme düzeneği ile davranışın pekiştirilmesi bu tür bir davranışın tekrarlanmasında rol oynuyor.

Kentsel alanı kendi oyun alanlarına dönüştürüyorlar

Marcel Duchamp'ın sıradan nesneleri sanat yapıtına dönüştürmesiyle başlayan sürecin bugün sosyal medya ile yeni bir boyut kazandığına dikkat çeken Hakan Türkçapar, “Sıradan bir yön tabelası, gençlerin müdahalesiyle adeta bir halk sanatı yapıtına, bazı Avrupa kentlerinde gördüğümüz bir tür etkileşimli bir kentsel heykele dönüştü. Bu gençler, şehrin verili unsurlarını yeniden anlamlandırarak, kentsel alanı kendi oyun ve gösteri alanlarına dönüştürüyorlar.” yorumunu yapıyor.

Sosyal Buluşma ve FOMO

Ünlü psikyatri uzmanına göre; tabelaya asılma akımının hızla yayılması, "sosyal bulaşma" kavramıyla da ilgili. İnsanlar, özellikle belirsizlik durumlarında, başkalarının davranışlarını örnek alıyor. FOMO (Fear of Missing Out - Kaçırma Korkusu) fenomeni, gençleri harekete geçiren bir diğer önemli bir motivasyon kaynağı. Herkesin yaşadığı bir deneyimin dışında kalmak, sosyal izolasyon korkusunu tetikliyor ve herkes “aynı” şeyi yapmaya başlıyor.

Ankaralılık kimliği

Yazıya göre "En Ankara fotoğrafım" etiketi de rastlantısal değil. Bu tabela, bir yön göstergesi olmanın ötesinde, Ankaralılık kimliğinin ve “Ankara”da olmanın sembolik bir göstergesi haline geldi. Yeni kuşak gençler, dijital göçebe olarak tanımlansalar da paradoksal bir şekilde bir yandan da aslında yerel kimliklerine, kentlerine, mahallerine daha fazla tutunuyor. Kentsel semboller üzerinden kimlik ifadesi, onların hem küresel hem yerel olma çabasının bir yansıması. Bu gençler için aidiyet, büyüklerinin anladığı gibi sabit ve verili değil; her fotoğraf, hem Ankaralılığı yeniden tanımlıyor hem de bu kimliği dijital dünyada görünür kılıyor.

Barfiks demirinin eklenmesi, uzlaşma örneği

Yetkililerin önce çalınan tabelayı yenilemesi, ardından tabelaya asılmak isteyenler için barfiks demiri eklemesini değerlendiren Türkçapar, şöyle devam ediyor: “Kural dışılığı frenleyen, otoritenin halk kültürüyle uzlaşmasının ilginç bir örneği. Bu yaklaşım, yasaklama yerine davranışı güvenli bir şekilde kanalize etmeyi tercih eden pragmatik bir çözüm.”

Prof. Dr. Hakan Türkçapar, bu olaydan çıkarılacak sonucu ise "İnsan davranışı, ne kadar saçma görünürse görünsün arkasında anlaşılabilir psikolojik motivasyonlar barındırır. Bir tabelaya asılmak, yeni kuşağın yaratıcılığını, aidiyet arayışını ve kimlik ifadesini yansıtan güçlü bir sembol." şeklinde yorumluyor.