Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, hutbede şu ifadeler yer aldı:
- İbadetler, Allah’ın emrettiği ve Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in tatbik ettiği şekliyle yerine getirilir. Dolayısıyla kurban kesmek yerine bedelinin muhtaç kişilere ya da yardım kuruluşlarına verilmesi ile kurban ibadeti eda edilmiş olmaz.
- Bir küçükbaş hayvan tek kişi tarafından kesilebilir. Bir büyükbaş hayvan ise; tamamı kurban kesme niyetini taşıyan en fazla yedi kişi tarafından kurban edilebilir.
- Her bir büyükbaş kurban, kendi içinde hisselere ayrılmalıdır. Bu sebepledir ki, bir hisseye birden fazla kişi ortak olamaz. Bazı organizasyonlarda olduğu gibi kurbanların kesilerek etlerinin birbirine karıştırılması, sonra da hisse sahiplerine kilo ile verilmesi caiz değildir.
- Kurban kesim işlemleri mutlaka bayram namazından sonra yapılmalıdır. Bayram namazından önce kesilen kurbanlar, kurban ibadeti yerine geçmez.
- Bir hisseye birden fazla kişiden bağış toplanarak Peygamber Efendimiz (s.a.s) adına kurban kesilmesi gibi bir uygulama dinimizde yoktur. Bu bir bidattir, dinimizi ve ibadetlerimizi istismar etmektir.
"Esas olan, kurbanı kişinin kendisi kesmesidir"
Hutbede, kurban kesme ibadetine ilişkin şu hususlar da hatırlatıldı:
"Kurban ibadetinde esas olan; kişinin, kurbanını bulunduğu yerde kendisinin kesmesi ya da kestirmesidir. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s), kurban emri geldikten sonra her yıl kurbanını kesmiş, ümmetini de kurban kesmeye şöyle teşvik etmiştir: “Âdemoğlu kurban bayramı günü, Allah katında, kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapamaz…” Bununla birlikte kurbanını bulunduğu yerde kendisi kesme imkânı bulamayan veya ikinci bir kurban kesmek isteyenler, yurt içinde ya da yurt dışında vekâlet yoluyla kurbanlarını kestirebilirler."
El Muhabir