Siloam yazıtı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Türkiye’den iadesini talep ettiği, tarihi ve kültürel açıdan büyük öneme sahip bir arkeolojik eser.
Deutche Welle'nin haberine göre, Kudüs’te bulunan en eski ve en uzun İbranice yazıt olarak bilinen bu tablet, hem Yahudi tarihinin hem de Kudüs’ün antik dönemdeki öneminin bir kanıtı olarak görülüyor. 1880’lerde keşfedilen yazıt, İncil’de de bahsedilen bir su tünelinin inşasını detaylı bir şekilde anlatıyor ve bu yönüyle tarihçiler için paha biçilmez bir kaynak.
Yazıtın keşfi ve tarihi önemi
Siloam yazıtı, 1880 yılında Kudüs’teki Siloam Tüneli’nde ortaya çıkarıldı ve daha sonra Osmanlı yönetimi tarafından İstanbul’a getirildi. Yazıt, M.Ö. 8. yüzyılda Kral Hizkiya’nın Kudüs’e su sağlamak için yaptırdığı tünelin hikayesini anlatıyor. İbranice Kutsal Kitap’ta da yer alan bu olay, yazıtın arkeolojik ve dini açıdan değerini artırıyor. İsrail, bu eserin yalnızca bir buluntu değil, "Yahudi halkının Kudüs’teki köklü geçmişinin bir sembolü" olduğunu iddia ediyor.
Osmanlı dönemi ve yazıtın İstanbul’a yolculuğu
Osmanlı İmparatorluğu, 1516-1917 yılları arasında Kudüs’ü ve Ortadoğu’nun geniş bir bölgesini kontrol etti. Ancak Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgiyle birlikte bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. Bu dönemde Kudüs’ten alınan Siloam yazıtı, şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Yazıt, Osmanlı toprağı olan Doğu Kudüs’ten alındığı için Türkiye, eserin mülkiyetini koruma hakkını üstleniyor.
İsrail’in iade talepleri ve Türkiye’nin yanıtı
İsrail, Siloam yazıtını geri almak için yıllardır diplomatik girişimlerde bulunuyor. 1998’de Netanyahu, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’a yazıtın iadesi için Osmanlı eserleriyle takas önerdi ancak bu teklif reddedildi. 2007’de Kudüs Belediye Başkanı Uri Lupolianski, yazıtın “iyi niyet jesti” olarak İsrail’e verilmesi gerektiğini savundu. Türkiye, tableti ödünç verme veya bir kopyasını üretme fikrini değerlendirse de bu girişimlerden sonuç alınamadı. Aynı yıl eski İsrail başbakanı Şimon Peres’in talebi de Gazze’deki gerginlikler nedeniyle hayata geçmedi.
Yazıtın metni ve içeriği
Siloam yazıtı, İbranice’nin en erken örneklerinden biriyle yazılmış ve tünelin yapım sürecini detaylı bir şekilde aktarıyor. Yazıtın Türkçeye çevrilmiş metni şu şekilde:
“[…] tünel […] ve bu, tünelin öyküsüdür. İşçiler kazmalarını kaldırırken, her biri diğerine doğru ilerliyordu ve hâlâ üç arşınlık mesafe kazılmayı beklerken, birinin sesi diğerine ulaştı, çünkü kayada sağda bir çatlak vardı […]. Buluşma gününde, taş kesiciler birbirine doğru vurdu, kazma kazmaya. Su, kaynaktan havuza bin iki yüz arşın boyunca aktı ve taş kesicilerin başlarının üzerindeki kayanın yüksekliği yüz arşındı.”
Netanyahu’nun açıklamaları ve tartışmalar
Netanyahu, Kudüs’te düzenlenen bir etkinlikte, yazıtın Yahudi tarihine olan önemini vurguladı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben: “(Kudüs) Bu bizim şehrimiz Erdoğan. Sizin değil. Her zaman bizim olacak. Bir daha bölünmeyecek.”
Ayrıca 1998’de Mesut Yılmaz ile yaptığı görüşmeyi hatırlatan Netanyahu, "Yılmaz’ın yazıtın iadesine karşı çıktığını ve Türkiye’deki İslamcı kesimlerin tepkisinden çekindiğini" iddia etti. Bu açıklamalar, yazıtın sadece bir tarihi eser değil, aynı zamanda siyasi bir sembol olduğunu da ortaya koyuyor.
El Muhabir