ABD - Çin rekabetinin ardındaki gerçek soru şu: Yeni sanayi çağını kim yönetecek? Washington ile Pekin arasındaki gerilimin nedeni; "geleceğin sanayi çağında” kimin hakimiyet kuracağı mücadelesi.
Hindistan'daki The Indian Express gazetesinde Manoj Pant imzasıyla yayımlanan bir makalede, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının temelinde bireysel anlaşmazlıkların değil, “küresel teknolojik egemenlik” arzusunun yattığı ifade ediliyor. Bu rekabet, iki ülkenin ekonomik ve jeopolitik liderlik için çekişmesiyle şekilleniyor.
Ticaret savaşının kökeni
Manoj Pant’a göre, 2016’da Trump döneminde başlayan ticaret savaşı, bugün ekonomik ve stratejik bir güç mücadelesine evrilmiş durumda. Trump’ın Çin ürünlerine uyguladığı yüksek gümrük tarifeleri ve Pekin’in nadir toprak elementleri ihracatını kısıtlaması, küresel tedarik zincirlerinde önemli aksamalara neden oldu. 2018’de ABD, Çin mallarına yüzde 100’ü aşan vergiler getirirken, Pekin buna yüzde 85’lik tarifelerle karşılık verdi. 2020’de varılan geçici anlaşma, Çin’in 200 milyar dolarlık ABD ürünü almasını öngörüyordu ancak pandemi bu anlaşmayı boşa çıkardı.
ABD’nin teknoloji hamlesi
ABD eski başkanı Biden yönetimi, Trump’ın ilk dönem politikalarını devam ettirerek CHIPS Yasası ile yarı iletken üretimini destekledi. Bu yasa, ABD’nin teknoloji alanında bağımsızlığını güçlendirmeyi ve Çin’e karşı üstünlük sağlamayı amaçlıyor. Pant, bu çekişmenin Soğuk Savaş’taki ABD-Sovyet rekabetinin ekonomik bir yansıması olduğunu belirtiyor. Çin’in ekonomik gücü dikkat çekse de, ABD pazarına bağımlılığı Pekin’i açık bir çatışmadan uzak tutuyor.
Çin’in ekonomik zorlukları
Çin’in iç ekonomisindeki yavaşlama, yaşlanan nüfus ve aşırı altyapı yatırımları, sürdürülebilir büyümeyi tehdit ediyor. Buna karşın, ABD küresel ticarette hâlâ belirleyici bir konumda. Pant, Çin’in ekonomik gücünün OECD ve ABD pazarlarına erişime bağlı olduğunu, bu bağımlılığın Pekin’in hareket alanını sınırladığını vurguluyor. Ayrıca, Avrupa Birliği’nin zayıflaması ve Rusya’nın ekonomik etkisinin azalması, küresel sistemi tek kutuplu bir yapıya doğru itiyor.
Küresel dengenin anahtarı
Pant’a göre, küresel istikrarın yeniden sağlanması için umut, ironik bir şekilde ABD’nin demokratik kurumlarında yatıyor. “Zayıflayan bir Avrupa Birliği, ekonomik gerileme yaşayan Çin ve etkisizleşen Rusya ile dünya yeniden tek kutuplu bir yapıya kayıyor" diyor Pant. Ancak, ABD’nin demokrasisi sağlam kalırsa, 2028’e kadar yeni bir küresel denge kurulabilir. Bu mücadele, “geleceğin sanayi çağında” liderliğin kime ait olacağı sorusuna yanıt arıyor.
El Muhabir





