Çin hükümeti, Doğu Türkistan bölgesindeki Müslüman Uygur topluluğuna yönelik baskı ve soykırım uygulamalarını kesintisiz sürdürüyor. Camilerin 'restorasyon' bahanesiyle yıkıldığı haberleri geliyor.
İslam'ın temel gereklerini yerine getirmekte bile güçlük çeken Uygur halkı, seslerini dünyaya duyurmaya çabalıyor.
Çin'in yeni dini düzenlemeleri
Çin'de yayınlanan "Kuruluşların ve bireylerin (sözde) dini terörizm ve radikalliği yaymasını önleme" başlıklı yönetmelikle, Uygur Türklerinin kültürel değerleri, gelenekleri, adetleri, İslam algısı, idari yapıları, yargı sistemleri, eğitim mekanizmaları ve diğer devlet unsurlarının sistematik olarak Çin normlarına uyarlanması hedefleniyor.
Bu politika çerçevesinde, Çin'deki dini eğitim kurumlarının ders programları, Çin kültürüne uyum sağlamayı zorunlu hale getiriyor.
Özellikle mimari müdahalelerin yoğunlaşacağı belirtilen düzenlemede, yeni inşa edilen veya onarımı biten camilerin Çin kültürüne göre dönüştürülmesi şartı getiriliyor.
Cami mimarisine yönelik müdahaleler
Çin'in politikaları arasında öne çıkan unsurlardan biri, camilerin yapısal değişiklikleri.
Birçok caminin minareleri ve kubbeleri yıkılarak "modernleştirme" gerekçesiyle İslamî simgeler ortadan kaldırılıyor. Bu dönüştürülen yapılar, geleneksel cami tasarımından uzak, basit ve kimliksiz yapılara evriliyor.
Bölgeden gelen veriler, Uygur toplumunun ibadet hakkının ağır şekilde sınırlı olduğunu gösteriyor. Camilere erişim, güvenlik kameraları ve kimlik denetimiyle izleniyor.
İbadet özgürlüğünün kısıtlanması
Birçok alanda camiler, sadece belirli yaş gruplarına veya hükümetin onayladığı günlerde ibadete açılıyor. Gençlerin camilere girişi ise pratikte yasaklanmış halde.
Doğu Türkistan'daki bu uygulamalar, sadece dini ritüelleri değil, kültürel kimliği de tehdit ediyor.
Uzman görüşleri, Çin'in bu stratejilerinin bölgedeki Müslüman varlığını yok etmeyi ve Uygur halkını asimilasyona zorlamayı amaçladığını vurguluyor.
Uluslararası tepkiler ve sessizlik
Birleşmiş Milletler ile çeşitli insan hakları kuruluşları, Çin'in Doğu Türkistan'daki eylemlerini sadece eleştiriyor.
Ancak Pekin yönetimi, "terörle mücadele" ve "gelişme girişimi" argümanlarıyla bu kınamaları reddediyor. Uluslararası camianın sessiz kalması ise bölgedeki kültürel tahribatın sürmesine ortam oluşturuyor.
Gelişmeler, Doğu Türkistan'daki Uygur soykırımı ve kültürel asimilasyon süreçlerini daha da derinleştirirken, küresel farkındalığın artırılması çağrılarını güçlendiriyor. Camilerin yıkımı, Çin'in sistematik baskı politikalarının bir parçası olarak öne çıkıyor.
El Muhabir




