Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Demokrasi, İnsan Hakları ve Kardeşlik" temasıyla düzenlenen II. Maarif Kongresi'nde konuştu.

Değişen yeni dünya düzenine uygun bir eğitim sisteminin inşa sürecinin hep beraber yapılması gerektiğine işaret eden Tekin, "Dünyada değişen bu formata uygun eğitim sistemini inşa etmezsek -Allah korusun- çocuklarımızın milletine, vatanına, ülkesine bağlılık duyguları zayıflar ve artık çok sıradan bir cümle olarak kurduğumuz 'Dünya küresel bir köy hâline geldi.' dediğimizde çok masum gibi gözüken bu cümlenin arka planındaki tehditler ülkemizi, milletimizi kendi sarmalının içine çekebilir." dedi.

TBMM: İmralı ziyaretinden olumlu sonuçlar alındı
TBMM: İmralı ziyaretinden olumlu sonuçlar alındı
İçeriği Görüntüle

Bu kapsamda 2024-2025 eğitim öğretim yılında bu parametreyi kendilerine çerçeve olarak kabul ettiklerini belirten Tekin, şunları ifade etti:

"Değişen dünya koşullarında millî ve manevi değerlere bağlı, ülkesine, ülkesinin değerlerine, egemenlik haklarına, bağımsızlığına saygı duyan, ihtiyaç duyulduğunda gözünü kırpmadan kendisini ülkesi ve milleti için feda edebilecek bir kuşak yetiştirmek durumundayız. Bunu yaparken de değişen dünyanın hem metodolojik anlamda hem de pedagojik anlamda parametrelerine uygun davranmak durumundayız. Öncüllerinden hareketle Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla programlarımızı revize ettik. Kim ne derse desin programlarımızın revize edilmesinin arkasında bu iki parametre var.

Programlarımızın bu iki parametreyle revize edilmesine karşı çıkanlar, ya bu ülkenin çocuklarının ülkesi ve milletiyle barışık bir biçimde yetişmesinden rahatsızlar ya da bu ülkenin çocuklarının hem metodolojik hem de pedagojik olarak yeni gelişmelere adapte olmasından rahatsızlar."

"Dünyadaki eğitim sistemlerinin bir eksiği var"

Bu yılki kongrenin temasının "Demokrasi, İnsan Hakları ve Kardeşlik" olduğuna değinen Tekin, dünyanın her tarafında olumsuz olayların arka planında eğitim sistemleri olduğu gerçeğinden hareket ettiklerini kaydetti.

Bu kapsamda en son İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına dikkati çeken Tekin, "Burada iki önemli konu var. Birincisi İsrail'in bu vahşeti yapabilmesi, ikincisi ise dünyanın bir dizi insan hakları metnine, insan haklarını korumakla mükellef bir dizi uluslararası örgütün varlığına rağmen yaşanan bu vahşete karşı sessiz kalması. Eğer bunlar yaşanıyorsa dünyadaki eğitim sistemlerinin bir eksiği var demektir." diye konuştu.

"Her çocuk, her insan bizim gözümüzde eşittir"

Bakan Tekin, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak 2002'den itibaren eğitimde fırsat eşitliğini bir temel insan hakkı olarak gördüklerini vurguladı.

Kılığı ya da kıyafeti, etnik ya da dinî farklılığı nedeniyle hiç kimsenin eğitim öğretim hakkından mahrum bırakılamayacağını ana referans olarak aldıklarının altını çizen Tekin, Türkiye'nin her tarafında, hiçbir ayrım gözetmeksizin her öğrencinin eğitime eşit biçimde erişebileceği bir altyapı ile hem fiziki hem de hukuki altyapı oluşturacak düzenlemeleri yaptıklarını dile getirdi.

"Devrim niteliğinde adımlar attık"

Bu işlemleri yaparken evrensel olarak tanımlanan insan haklarına ilişkin metinleri ve insan haklarını korumakla mükellef uluslararası yapıların tavsiyelerini aldıklarını belirten Tekin, "Katsayı zulmünden başörtüsüne kadar, ders kitaplarımızın içinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Alevi-Bektaşi vatandaşlarımızın beklentilerinden etnik ya da dinî ayrımcılık olarak yorumlanabilecek ifadelerin çıkartılmasına kadar gerçekten devrim niteliğinde adımlar attık, atmaya da devam ediyoruz. Bugünkü kongremizde de biz bunları öğretmen arkadaşlarımızın sahadaki gözlemleri üzerinden bir kez daha değerlendirmiş olacağız." diye konuştu.Bakan Tekin, "Öğretmen Gözüyle" temalı öğretmenler arası fotoğraf yarışmasında dereceye giren eserlerin yer aldığı sergiyi de gezdi.