Amerikan yönetiminin silah, mühimmat ve operasyonel desteğiyle birçok cephede aynı anda savaşan İsrail ordusu, uzun sürecek bir savaşa hazır olmadığını bildirdi.
Ynet sitesini haberine göre, savunma yetkilileri; İran, Hizbullah ve Gazze'nin yanı sıra Suriye’de etkisini artıran Türkiye kaynaklı riskleri gerekçe göstererek Hazine’den kaynak aktarılmasını istiyor.
İsrailli savunma yetkilileri ordunun uzun süreli, çok cepheli bir çatışmaya hazır olmadığını, kuvvet yapısının, mühimmat stoklarının ve yerli savunma sanayisinin yeniden inşası için acil yatırımlar yapılmazsa durumun kötüleşeceğini belirtiyor.
İki yıl önce, ordunun yalnızca Gazze ve Hizbullah’a karşı 1-2 ay sürecek iki cepheli bir senaryo için hazırlık yaptığı belirtilen haberde, savaş sekiz cepheye yayılınca ABD’den gelen 900’den fazla kargo uçağına ve 150 tedarik gemisine bağımlı hale geldiği belirtildi. Buna rağmen, yerli üretim silah ve platformlarda ciddi eksiklikler yaşandı.
Habere göre, Hazine yetkilileri fonların aktarılması için ordunun tam olarak nelere ihtiyaç duyduğunu öğrenmek istiyor. Askeri yetkililer ise bu gizli bilgilerin sızmasının ise düşman ülkelerin işine yarayacağını savunuyor.
İsrail, 2026 yılı için savunma harcamalarına 30 milyar dolar ayırdı. Yalnızca 50 bin kişilik yedek bir kuvvetin hazır tutulmasının bile yıllık 6 milyar dolara mal olacağı hesaplanıyor. İsrail’in kullandığı yüksek hassasiyetli füzeler ve akıllı bombalarında çok maliyetli ve tedarik süreçlerinin uzun olduğu belirtiliyor.
Stratejik tehditler
Habere göre, Türkiye’nin desteğini alan bazı silahlı grupların Suriye üzerinden İsrail’e tehdit oluşturabileceği de değerlendiriliyor. Ürdün’de kraliyet yönetiminin istikrarsızlık içine düşmesi ihtimali de stratejik bir tehdit olarak algılanıyor.
Siteye açıklama yapan bir üst düzey yetkili, yeni durumu şöyle özetliyor: “Barış ortamı oluşmuş değil. İran, hızlı bir toparlanma sürecine giren yaralı bir düşman; Gazze’deki ateşkes kırılgan; Lübnan’da her gün saldırılar yaşanıyor; Türkiye Suriye’ye göz dikmiş durumda; doğu sınırı açık ve Batı Şeria kaynamakta.”
Başka bir askeri yetkili ise “Ortadoğu’da köklü bir değişimle karşı karşıyayız. Aldığımız ek fonlar kesinlikle yeterli değil. 7 Ekim gecesinin dersleri yalnızca o geceyle ilgili değil; bunlar yıllarca süren stratejik yanlış hesaplamaların yansıması. O zihniyete asla geri dönmemeliyiz.” ifadelerini kullanıyor.




