Diyanet İşleri eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez; Türkiye Uluslararası İslam, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi rektörlüğüne atandı.
Mehmet Görmez'in adı bugün Resmi Gazete'de yayınlanan rektör atamaları listesinde yer aldı.
Türkiye Uluslararası İslam, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nin kurulmasına dair kanun 2015 yılında çıkmış olsa da 10 yıllık süre içinde bu konuda somut bir adım atılmamıştı.
Mehmet Görmez'in 2017'de Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan ayrılmasının ardından bu üniversitenin rektörlüğüne getirileceği öne sürülmüş ancak bu da gerçekleşmemişti.
Mehmet Görmez de bunun üzerine İslam Düşünce Enstitüsü'nü kurarak akademik çalışmalarını bu çatı altında devam ettirmişti.
10 yıl sonra rektör ataması yapılan üniversitenin yerleşkesinin nerede olacağı da açıklanmadı ancak Mehmet Görmez, üniversiteyi İstanbul'da kuaracaklarını belirtti.
"Büyük bir ilim hamlesi"
Üniversitenin rektörlüğüne atanmasının ardından sosyal medya hesabından Türkçe, İngilizce ve Arapça dillerinde bir mesaj paylaşan Mehmet Görmez, "Öncelikle bir emanet olarak üstlendiğim bu vazifeyi lütfeden ve bizleri ilim ve hikmet yoluna hâdim eyleyen Rabbime hamdederim. Bu ağır ve müstesna sorumluluğu şahsıma tevdi eden Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ederim. " dedi.
"İstanbul’un asırlara yayılan İslâm ve medeniyet hafızası üzerinde yükselecek olan Üniversitemizi, özgün medeniyet birikimimizi insanın anlam, değer ve sorumluluk ufkuyla buluşturan bir akademi olarak inşa etmeye gayret edeceğiz. Bu kurum yalnızca güçlendirilmiş bir ilahiyat eğitimi sunmakla yetinmeyecek; İslâmî ilimleri, beşerî bilimleri, temel bilimleri ve teknolojiyi aynı medeniyet idraki içinde buluşturmaya çalışan bir üniversite modeli olarak yapılandırılacaktır." ifadelerini kullanan Görmez, şöyle devam etti:
"Üniversitemiz uluslararası ilim ve araştırma işbirliklerine açık, lisansüstü çalışmaların merkezde olduğu güçlü bir araştırma üniversitesi olacaktır. Gayemiz öğrencilerimizi ve dünyanın önde gelen akademisyenlerini ve araştırmacılarını ortak bir medeniyet dili etrafında buluşturarak, bilginin yalnızca üretilmesini değil, aynı zamanda insanlık için kalıcı bir değere ve ortak bir iyiliğe dönüşmesini sağlamaktır. Bu büyük ilim hamlesine Türkiye’den, İslâm dünyasından ve gönül coğrafyamızın her köşesinden destek verecek bütün hocalarımıza, dostlarımıza ve ilim erbabına şimdiden teşekkür ederim."




