ABD’li ünlü aktör Richard Gere, Doğu Türkistan'da Çin zulmü altındaki Uygur toplumuna ve Uygurların kendi haklarını savunma faaliyetlerine olan desteğini açıkladı.

Dalay Lama’nın (His Holiness the Dalai Lama) öğretilerini ele alan Wisdom of Happiness adlı belgeselin dün gece gerçekleştirilen özel gösterimine katılan 76 yaşındaki Hollywood yıldızı, daha sonra Çin'e karşı birlikte hareket eden insan hakları savunucuları ile bir söyleşi gerçekleştirdi.

Söyleşiye uzun yıllardır insan hakları alanında aktif bir figür olan Richard Gere'in yanı sıra Save Tibet organizasyonunun başkanı Tencho Gyatso da katıldı. Gere, özellikle Uygur toplumu tarafından yürütülen insan hakları savunuculuğunu takdirle andığını, bu topluluğun baskıları görünür kılma ve uluslararası kamuoyunu harekete geçirme konusundaki etkili çalışmalarını takip ettiğini söyledi.

"Bu mücadele hepimizin omuzunda"

Soru-cevap bölümünde, Uygur Hareketi İcra Direktörü Ruşen Abbas, Çin baskısı altındaki Uygurlar, Tibetliler, Hong Konglular, İç Moğolistanlılar ve Çin Komünist Partisi (ÇKP) tarafından hedef alınan diğer toplulukların nasıl daha etkili bir şekilde birlikte hareket edebileceğini sordu.

Naat-ı Şerif yarışması için 5 dilde eserler bekleniyor
Naat-ı Şerif yarışması için 5 dilde eserler bekleniyor
İçeriği Görüntüle

Richard Gere, bu soru üzerine verdiği yanıtta, söz konusu toplulukların mücadelelerinin birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini belirtti. Ona göre bu halklar, ortak bir baskı mekanizmasının mağdurları olarak aynı özgürlük arzusunu ve aynı insani değerleri taşıyor. Gere, bu nedenle herkesin dayanışma içinde olmasının zorunlu olduğunu ifade ederek, “Bu mücadele hepimizin omzunda; hepimiz bir şekilde bu sorumluluğu taşıyoruz” dedi.

Son 10 yılda artan Çin baskısı

Çin hükümeti, keyfi gözaltı furyası da dahil olmak üzere son 10 yılda Uygurlar ve Hui Müslümanları üzerinde yoğun baskı kuruyor. Pekin yönetimi bu haberleri rutin olarak reddediyor ve bunlar için “yüzyılın yalanı” iddiasında bulunuyor. Çin, Uygurların hapsedildiği tesislerin ise “yeniden eğitim merkezleri” olduğunu öne sürüyor. Camiler ise restorasyon gerekçesiyle yıkılıyor ve yeniden yapılmıyor.

Türkiye’nin Uygurlarla kültürel ve etnik bağları var ve bölgedeki insan hakları ihlallerinden kaçan topluluğun pek çok üyesi Türkiye’ye sığındı.