Haberde şu ifadelere yer verildi:
Suriye’deki Yeni Düzen ve Ortak Çıkarlar
"Uzun süredir rekabet içinde olan bu iki Sünni güç, Esad sonrası oluşan yeni koşullarda ortak bir paydada buluştu. Ankara ve Riyad, İran’ın bölgedeki etkisinin azalması, Suriye’deki istikrarsızlığın kontrol altına alınması ve Sünni ağırlıklı bir siyasi yapının kurulması gibi hedeflerde birleşti. Analist Sinem Cengiz’e göre, geçmişte Müslüman Kardeşler, Arap Baharı ve Cemal Kaşıkçı cinayeti gibi meseleler iki ülkeyi sıkça karşı karşıya getirmişti. Ancak yeni dönemde, ortak çıkarlar bu rekabeti gölgede bıraktı."
Stratejik İş Birliği ve Bölgesel Dengeler
"Geçici Devlet Başkanı Ahmed Şara'nın El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) geçmişi İsrail’in tepkisini çekse de, Türkiye ve Suudi Arabistan, Şara’yı destekleyerek ABD’yi yaptırımları kaldırmaya ikna etti. Türkiye, sınır güvenliğini sağlama ve PKK bağlantılı grupları etkisizleştirme hedeflerine odaklanırken, Suudi Arabistan, captagon ticaretine karşı mücadelede kararlı bir tutum sergiliyor. Ayrıca, her iki ülke, İsrail’in Suriye’deki artan askeri hamlelerini dengelemek için koordineli hareket ediyor. Suudi-Türk Koordinasyon Konseyi’nin yeniden canlanması ve Suudi Arabistan’ın Türk SİHA’larına ilgisi, iş birliğinin kurumsal bir zemine oturduğunu gösteriyor."
Yeniden İnşa Fırsatları ve Bölgesel İstikrar
"Yaptırımların kaldırılması, Suriye’de milyarlarca dolarlık yeniden inşa projeleri için kapıları araladı. Suudi analist Salem El Yami’ye göre, bu işbirliği yalnızca Suriye’yi değil, tüm Ortadoğu’yu daha istikrarlı bir geleceğe taşıyabilir. Ancak uzmanlar, bu ortaklığın her iki ülkenin kendi çıkarlarını ön planda tutan stratejik bir hamle olduğunu vurguluyor. Ahmed Şara’nın tarafsız ve uzlaştırıcı rolü, bu süreçte belirleyici olacak."
"Bu yeni dönemde, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın iş birliği, bölgesel dinamikleri dönüştürme potansiyeline sahip. Ancak, bu ortaklığın uzun vadeli başarısı, her iki ülkenin stratejik hedeflerini ne kadar uyumlaştırabileceğine bağlı."
El Muhabir