Medeniyetlerin beşiği, imparatorlukların merkezi İstanbul, 572 yıl önce Osmanlı Devleti’nin padişahı Fatih Sultan Mehmed’in komutası altında fethedildi. Bu tarihi olay, sadece bir şehrin ele geçirilmesi değil, dünya tarihini şekillendiren bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor.

90 bin camide kuraklık, afetler, şehitler için dua edilecek!
90 bin camide kuraklık, afetler, şehitler için dua edilecek!
İçeriği Görüntüle

Tarihin Kadim Şehri: İstanbul

Asırlardır sayısız ordu tarafından 30 kez kuşatılan İstanbul, tapınaklar, saraylar, hamamlar ve hipodrom gibi yapılarla zenginleşerek Ortodoks Hristiyanlığın merkezi haline gelmişti. Yenikapı’daki arkeolojik kazılar, kentin tarihinin 8 bin yıl öncesine uzandığını ortaya koydu. Roma İmparatoru Büyük Konstantin’in 4. yüzyılda burayı imparatorluğun başkenti ilan etmesi, şehrin tarihindeki önemli kırılmalardan biri oldu.

Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)in Müjdesi

Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)in, “İstanbul (Konstantiniyye) muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır. Onu fetheden ordu ne güzel ordudur” hadisi, şehri İslam dünyası için bir hedef haline getirdi. Bu müjde, Emeviler ve Abbasiler döneminde düzenlenen seferlerle Müslümanlar için bir motivasyon kaynağı oldu. Emeviler’in Muaviye bin Ebu Süfyan komutasındaki ilk kuşatma, İslam dünyasında derin izler bıraktı.

Ebu Eyyüb el-Ensari’nin Manevi Mirası

Peygamber Efendimizi Medine’de misafir eden Ebu Eyyüb el-Ensari, ilk İstanbul kuşatmasına katılarak surlar önünde vefat etti. Onun bu fedakarlığı, 1453 fethine kadar Müslümanlar için ilham kaynağı oldu ve Konstantiniyye’yi İslam’ın vaat edilmiş şehri haline getirdi.

Fatih’in Stratejik Hazırlıkları

Sultan 2. Mehmed, tahta geçtiğinde İstanbul’un fethi için kapsamlı bir plan hazırladı. Deniz yolunu kesmek için Yıldırım Bayezid’in Anadolu Hisarı’nın karşısına, 1452’de Rumeli Hisarı’nı inşa ettirdi. Ayrıca, şehrin kalın surlarını yıkmak için dev toplar döktürdü. Şubat 1453’te tamamlanan bu toplar, İstanbul önlerine taşındı. Karaca Paşa liderliğindeki 10 bin kişilik ordu, Vize, Silivri ve Ayastefanos kalelerini kuşattı.

Osmanlı Ordusunun Kuşatma Başlangıcı

5 Nisan 1453’te, Sultan 2. Mehmed komutasındaki Osmanlı ordusu, İstanbul’u fethetmek için harekete geçti. Akşemseddin, Akbıyık ve Molla Gürani gibi dönemin önemli alimleri de bu seferde yer aldı. Osmanlı ordusu, karadan ve denizden şehri kuşattı; ancak Bizanslılar, surları sürekli onararak direniş gösterdi. Osmanlı donanmasının, Haliç’e çekilen zincir nedeniyle giriş yapamaması, savaşın seyrini zorlaştırdı.

Gemilerin Karadan Yürütülmesi

Sultan 2. Mehmed, 21-22 Nisan gecesi, tarihe geçen bir hamleyle 72 kadırgayı karadan yürüterek Haliç’e indirdi. Bu stratejik manevra, Bizanslıları şaşkına çevirdi ve savaşın gidişatını Osmanlı lehine değiştirdi. 22 Nisan sabahı Haliç’ten ateş açan donanma, Bizans savunmasını zayıflattı.

Son Taarruz ve Zafer

24 Mayıs’ta, Sultan Mehmed, İsfendiyaroğlu Kasım Bey’i Bizans İmparatoru’na elçi olarak göndererek teslim olmasını istedi; ancak teklif reddedildi. 29 Mayıs 1453’te, günün ilk ışıklarıyla başlayan büyük taarruzla surlar aşıldı ve İstanbul, Osmanlı ordusu tarafından fethedildi. Bu zafer, Sultan 2. Mehmed’e “Fatih” unvanını kazandırdı.

Fethin Mirası ve Etkileri

Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’u yağmalatmayarak hoşgörülü bir yönetim sergiledi ve Ayasofya’yı camiye çevirerek fethin sembolünü oluşturdu. İstanbul’un fethi, sadece bir şehrin ele geçirilmesi değil, dünya tarihinde bir çağın kapanıp yenisinin açılması anlamına geldi. Osmanlı’nın yenilikçi askeri taktikleri, gemilerin karadan yürütülmesi, tekerlekli kuleler ve lağımcı birlikleri gibi stratejiler, fethin başarısında kilit rol oynadı. Tarihçiler, bu fetihle Avrupa’nın üstünlüğünün doğuya geçtiğini ve Rönesans ile reform süreçlerinin tetiklendiğini belirtiyor. İstanbul, fetihten sonra dini, kültürel ve sosyal açıdan dünyanın en önemli merkezlerinden biri haline geldi.

El Muhabir